Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Osmanlı Devletinin Kıbrıs Adasını Fethi

En son yayınlar

Kursk Savaşı

Stalingrad savaşında büyük bir hezimete uğratılan Alman ordusu geri çekilme sürecine girdi. Bu büyük hezimet Hitlere olan güveni gittikçe azalttı. Geri çekilme sürecine giren Alman orduları Kursk şehri çevresinde tutundular. Tekrardan saldırıya geçmek isteyen Almanlar Kursk şehrine büyük bir saldırıya başladı. Bu savaş tarihin gördüğü en büyük tank muharebesi olacaktı.   Kursk Savaşı Öncesi Durum Stalingrad’a kadar ilerlemeyi başaran Almanları kimse o ana kadar durduramamıştı fakat Stalingrad savaşında ağır bir yenilgi alan Alman ordusu geri çekilme sürecine girdi. Kursk şehrine kadar geri çekilen Alman ordusu savaşta üstünlüğü tekrardan ele geçirmek için yeni bir taarruz üzerine hazırlanmaya başladı. Almanların saldırılarını yapabilecekleri en makul nokta Kursk şehri idi. Kursk şehri Alman sınırında bir çıkıntı şeklindeydi. Bu sebepten dolayı saldırının hedefi Kursk şehri olacaktı. Almanlar saldırı planları yaparken karşı tarafta Sovyetler Birliğinde Askeri seferberlik baş...

İkinci Dünya Savaşı Pasifik Cephesi

2.Dünya Savaşı insanlık tarihinin enlerini oluşturan bir savaş olma özeliğini hala koruyor. En kanlı savaş, en büyük savaş gibi. Bu savaş genel olarak ikiye ayrılır. Avrupa ve çevresinde şekillenen kara savaşı, Pasifik Okyanusu çevresinde şekillenen deniz savaşı. Biz bu yazımızda Pasifik Savaşını hep birlikte mercek altına alacağız.   Savaşın Başlangıcı: Pearl Harbor Baskını 7 Aralık günü sabahın erken saatlerinde Japon uçakları Birleşik Devletlerin Pasifikteki en büyük limanlarından biri olan Pearl Harbor adasını bombaladı. Saldırı sabah saatlerinde başlayıp uzun saatler sürdü. Saldırının sonunda 12 Amerikan Gemisi ciddi hasara uğramış veya batırılmış, 188 savaş uçağı kullanılamaz hale getirilmiş ve 2.335 Birleşik Devletler askeri hayatını kaybetmiştir. Japonlar beklenmedik bir anda saldırmalarına rağmen istedikleri başarıyı yakalayamamışlardır. Bunun sebebi ise Amerikan donanmasının büyük bir kısmının adadaki limanların dışında olmasıdır. Beklenmedik bir saldırı gerçekleşti...

İtalya’nın İşgali

  İkinci Dünya Savaşının sonlarına doğru gittikçe güç kaybetmeye başlayan Mussolinin İtalya’sı Müttefikler tarafından Fransa’yı özgürleştirmek için ele geçirilmesi gereken bir hedef olarak belirlenmişti. Fakat İtalya’yı ele geçirmek hiç de Churchill’in düşündüğü kadar kolay olmamıştı. Neden İtalya? İtalya İkinci Dünya Savaşının başlarında Kuzey Afrika’daki topraklarını genişletmek için yeni bir cephe açtı.   İlk başta ciddi bir direniş ile karşılaşmayan İtalyan askerleri ilerleme kat ettiler. Fakat İngilizler karşı saldırıda bulunarak İtalyanları geri püskürtmeyi başardı. Bunun üzerine Alman General Erwin Rommel Afrika’daki birliklerin başına atandı. Rommel ’in birlikleri ciddi bir ilerleme kat etseler de bazı stratejik noktaları İngilizlerden alamazlar. Sonradan tekrardan atağa geçen İngilizler Rommel ve birliklerini Tunus’a kadar püskürttüler.   Kuzey Afrika harekâtının başarısız olmasından sonra hem İtalya hem de Mussolinin güç kaybetmeye başladı. Müttefikl...

Türkiye Cumhuriyeti Demokrasi Tarihi Bölüm 2

  Takipte Kalın Facebook: Mercek Tarih     Geçen haftaki yazımızda 1960 Darbesine kadar olan kısmını incelediğimiz Türkiye Cumhuriyeti demokrasi tarihinin 1960 darbesinden günümüze kadar olan kısmını bu haftaki yazımızda mercek altına alacağız.   1960 Darbesi Sonrası   Darbe sonrası darbeyi gerçekleştiren üst düzey subay kadrosu kendi arasında anlaşmazlığa düşmüş durumdaydı.   Cemal Madanoğlu’nun başı çektiği bir grup darbenin başarıyla tamamlandığını ve ordunun ülke yönetimini yine halkın eline bırakıp ordunun kışlalara geri çekilmesi gerektiğini düşünüyordu. Öteki tarafta bulunan Alparslan Türkeş ise bu düşünceye şiddetle karşı çıkıyor ordunun kışlaya çekilmesi durumunda ülke yönetiminin tekrardan İsmet İnönü’nün eline geçmesi anlamına geleceğini söylüyor ve kesin bir dille bu önerileri reddediyordu. Sonuç olarak Alparslan Türkeş Cemal Madanoğlu ve destekçilerine üstün geldi ve onları sürgüne gönderip ülke yönetimini ordu devam ettirdi. ...

Türkiye Cumhuriyeti Demokrasi Tarihi Bölüm: 1

  Türklerde demokrasi Orta Asya’ya kadar uzanır. Fakat bildiğimiz anlamıyla modern demokrasi Türklerde Cumhuriyetle birlikte başlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında gerici gruplar tarafından gelişmesi engellenen çok partili hayat ve demokrasi ilerleyen yıllarda da darbelerle engellenmeye çalışılmıştır. Şimdi gelin Cumhuriyet demokrasi tarihini mercek altına alalım.   Cumhuriyetin İlanı ve Sonrasında Çok Partili Geçiş Denemeleri   1923 yılında cumhuriyet ilan edildikten sonra 9 Eylül 1923 tarihinde Cumhuriyet Halk Fırkası resmi olarak kurulmuştur. 1919 yılında Sivas Kongresinde kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin (ARMHC) adı cumhuriyet ilan edildikten sonra Cumhuriyet Halk Fırkasına dönüştürülmüştür. Sonrasında 1924 yılına kadar tek parti ile yönetilen Türkiye Cumhuriyetinde çeşitli yönlerden bir devrim süreci başlatılmıştır. Mustafa Kemal’in aklında ise çok partili ve daha özgür bir Türkiye Cumhuriyeti vardı. Hayalindeki Türkiye Cumhuriyetini g...

Küba Devrimi

  II. Dünya Savaşının sonuçlanmasından sonra yapılan anlaşmalar kâğıt üstünde barışı sağlamıştı. Savaşta yüzyıllarca dünyanın süper gücü olan İngiltere eski gücünü yitirmiş onun yerine dünyada iki büyük güç olmuştur. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu iki devletin arasında yaşanan büyük problemler sıcak bir atışmaya dönüşmemiş olsa da dünya iki farklı bloğa ayrılmıştır. Bu iki blok arasında İkinci Dünya Savaşının sonundan Sovyetler Birliğinin yıkılışına kadar olan dönemde yaşanan sıkıntılara Soğuk Savaş adı verilir. Soğuk Savaş döneminde yaşanan en önemli olaylardan biri de şüphesiz Küba Devrimidir. Fidel Castro, Che Guavara, Raul Castro’nun başı çektiği devrimciler tarafından gerçekleştirilen devrim Küba’da baskıcı ve otoriter Fulgencio Batista yönetimini devirerek başa geçmesiyle son bulur. Gelin Soğuk Savaş döneminin en önemli konularından olan Küba Devrimi’ni mercek altına alalım.   1956 Yılı Öncesi 1956 yılının öncesinde Küba’nın dur...