22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesini kazanmış ve artık düşmanlarını yurttan atmak için son hamlesini yapmaya hazırlanan Ankara Hükümetinin tüm Dünya’da tanınan bağımsız bir devlet haline gelmesini sağlayan kurmaylar savaşı Büyük Taarruzu gelin detaylı bir şekilde mercek altına alalım.
Sakarya Meydan Muharebesi Sonrası
Sakarya meydan muharebesi 1921 yılının Eylül
ayında bittikten sonra hem yenilen Yunan tarafı hem de zafer elde eden Türk
tarafı çok büyük kayıplar vermiş ve her iki tarafın orduları inanılmaz bir
şekilde yıpranmıştı. İlk başta bu büyük kayıpları sayısal verilerle
somutlaştıralım.
|
Türk Ordusu |
Yunan Ordusu |
Ölü |
5713 |
3758 |
Yaralı |
18.480 |
18.955 |
Esir |
828 |
Bilinmiyor |
Kayıp |
14.268 |
354 |
Toplam |
39.289 |
23.007 |
Elimizdeki veriler incelendiğinde
Anadolu’yu işgale gelen Yunan ordusunun çok büyük şanslara sahip olduğu
söylenebilir. Silah üstünlüğüne sahiplerdi askerleri harp yorgunu değildi.
İkmal hatları güçlü ve sürekli destekler geliyordu. Buna ek olarak kendisine
çok büyük bir güveni bulunan Yunan ordusu zafer şenlikleri yapıyor Yunan Kralı
Konstantin kendisiyle buluşmak isteyenlere Ankara’da randevu veriyordu. İşte
böyle bir ordunun ikmal ve asker açısından eksiklikleri bulunan Türk ordusu
karşısında büyük bir zafer elde etmesi tüm dünya tarafından beklenirken Türk
ordusunun başındaki üst düzey generaller onların başarılı askeri taktikleri ve
Mehmetçiğin bükülmez bileği, kırılmaz azmi sayesinde Yunan ordusu eşi benzeri
görülmemiş bir askeri yenilgi alarak geri çekilmeye başlıyor. Askeri zayiatları
Türk ordusundan ne kadar az olsa da Anadolu’nun içlerine ilerleyememeleri Yunan
ordusunun geri çekilmesine sebebiyet veriyor. Bu beklenmeyen geri çekilme ve
beraberinde gelen başarısızlık Yunan ordusunun yönetim kadrosunda
değişikliklere neden oluyor Mayıs 1922'de Yunan ordusu Başkomutanı
General Anastasios Papoulas istifa ediyor ve
yerine General Georgios
Hatzianestis atanıyor.
Yunan tarafındaki bu büyük hezimetten
kaynaklanan moral bozukluğu yaşanırken Türk tarafında tam tersi bir bayram
havası var. Bu sevinç o kadar büyüyor ki o ana kadar Ankara hükümetine mesafeli
duran İstanbul basınında bile savaşın kazanılması büyük bir sevinç yaratıyor.
1683 yılındaki II. Viyana Kuşatması ile başlayan Türk Ordusunun
geri çekilmesi bu savaş ile durmuştur. Bu sebepten dolayı Sakarya Meydan
Muharebesinin Türk tarihi açısından önemi büyüktür.
Taarruz Hazırlıkları
Türk Tarafı Sakarya Meydan
Muharebesinden sonra tekrardan bir savaşa girişmeden önce barış olanaklarını denemeye
karar verir. Bu amaçla dışişleri ve içişleri bakanımız Londra ve Paris’e
gönderildi ama tahmin edildiği gibi bir sonuç alınamadı. Düşman kuvvetleri bir
ateşkes antlaşması önerdiler. Ama ulusal çıkarlarımıza aykırı olduğu
gerekçesiyle kabul edilmedi. Ama düşman vazgeçmek istemiyordu ikinci bir barış
notası Türk tarafına iletildi ama bu notadaki kararlar Sevr Antlaşmasından pek
bir farklı olmadığı için yine geri çevrildi. Bu görüşmelerden ve tarafımıza
iletilen barış tasarıları düşmanın yurdumuzdan çıkmamakta kararlı olduğunu ve
bağımsızlık için tek yolun savaş olduğunu gösterdi.
Son savaş için hazırlıklara başlandı. Türk
ordusu yıpranmıştı ve yorulmuştu ordunun hem asker hem mühimmat hem de
psikolojik açıdan güçlendirilmesi gerekmekteydi. Bunun farkında olan Mustafa
Kemal ve diğer üst düzey komutanlar derhal hazırlıklara başlanmasına karar
verdi.
İlk adımlar ordunun asker sayısının arttırılması yönünde başladı. Başkumandan Mustafa Kemal düşmanı yurttan atmak için 200.000 kişilik bir askeri kuvvete ihtiyaç olduğunu biliyordu. Bu yüzden 20,21,22 yaşında olanlar askere alınmıştı. Bu askerler Anadolu’nun farklı kentlerinde talimhanelere alınarak askeri eğitim gördü.
Askere alımlar tamamlandıktan sonra
ordudaki askerlerin teçhizat eksikliklerin giderilmesi gerekiyordu. Sakarya
Zaferi sonrası ordudaki askerlerin dörtte birinin çarığı bulunmamaktaydı.
Askerlerin çoğunda üniforma yoktu. Hatta bazılarının üzerinde İngiliz ve
Fransız üniforması bulunmaktaydı. Matara, ekmek torbası, süngü ve çarık
eksikliği bulunmaktaydı. Askerlerin yiyecek açısından da çok büyük eksiklikleri
bulunmaktaydı. Günde bir avuç tahıl ve kuru ekmek ile karınlarını doyurmak
zorundalardı. Bu kötü koşullarda eksiklikleri gidermek için yapılabilenin en
iyisi yapıldı. Üniformalar dikildi, eski tenekelerden ilaç kutuları yapıldı,
askerler buğday haşlanıp verildi.
Silah eksikliklerini gidermek için
Sovyet Rusya’dan 45.000 silah tonlarca cephane ve para yardımı alındı. Gelen
maddi destek ile Amerika, Fransa, Bulgaristan, İtalya gibi devletlerden silah
alındı. İngilizler Müttefikleri Fransızları ihanetle suçladı. İngilizler Yunan
Askerlerini Türklerin silah ve cephanesi yok diye yüreklendirirken Fevzi Paşa
“37 Milyon cephanemiz var. Bununla on yıl savaşırız” diyerek düşmana meydan
okuyordu. Silah hazırlıkları bu kadarla sınırlı kalmadı Ankara’daki demirciler
durup durmadan kılıçlar, süngüler, hançerler üretiyorlardı.
Lojistik anlamında Yunanlılardan ele
geçirilen kamyonlar Konya’da tamire alındı. Demiryolu hatları uzatıldı,
onarımları yapıldı.
Askerlere moral olması amacıyla Halide
Edip, Mehmet Akif gibi kişiler askerlerin moral seviyeleri yükseltildi. Milli
oyunlar, eğlenceler, tiyatrolar düzelendi.
Bu yapılan hazırlıklar sayesinde Yunan
Ordusu ile aramızdaki fark olabildiğince kapatılmaya çalışıldı.
Son Hazırlıklar
İsmet Paşa, Fevzi Paşa ve Fevzi Paşa ile
hazırlıkların bitirilmesi kararlaştırıldı. 30 Temmuz günü plan üzerinde son
hazırlılar tamamlandı, kararlar alındı.
İsmet Paşa orduları 6 Ağustos günü gizli
bir şekilde saldırıya hazır olmaları konusunda uyardı. Bakanlar kurulu ve
meclis taarruz konusunda bilgilendirildi. 13 Ağustos günü Genelkurmay Başkanı
Fevzi Paşa cepheye yola çıktı. 9 Ağustos günü Mustafa Kemal’de Ankara’dan
ayrıldı. Mustafa Kemal’in Ankara’dan ayrılışı gizli tutuldu. Gazetelerde
Mustafa Kemal’in Ankara Çankaya’da bir çay ziyafeti vereceği duyuruldu ama
Mustafa Kemal çoktan arabayla önce Konya’ya sonra da Akşehir’e gitti.
Akşehir’de bir futbol maçı düzenleneceği söylendi amaç üst düzey komutan ve
subayları bir yerde toplayarak planı açıklamaktı. Her şey olması gerektiği gibi
ilerledi son değişiklikler yapıldı ve ordu sınıra kaydırılmaya başlandı. Ordu
geceleri sessiz bir şekilde bazen düşmanın çok yakınından ilerleyerek cephe
boyunca hareket ediyordu. Plan kusursuz bir şekilde işledi ve ordu
yerleştirildi.
Sıra ordunun taarruz gününü belirlemeye
geldiğinde 26 Ağustos tarihi seçildi. Bu tarihin seçilmesinin bazı nedenleri
vardı. Ekinlerin tam boy attığı zamandı kamuflaj kolay olacaktı. Harman zamanı
olduğu için beslenme sıkıntısı da yaşanmayacaktı. 26 Ağustos tarihinin
seçilmesinin başka nedenleri de vardı. Alparslan’ın Malazgirt Savaşını yaptığı
gündü. Ek olarak 26 Ağustos günü cumartesiydi. Yani tatildi. İngilizlerin
taarruzdan en erken pazartesi günü haberleri olabilecekti.
Taarruzun Başlangıcı
Mustafa Kemal cephe hattına ulaştıktan sonra
bir durum değerlendirmesi yaptı. Düşman kuvvetlerinin büyük bir bölümü
Afyon-Dumlupınar arasında diğer bir bölümü ise Eskişehir’de bulunmaktaydı. Ve
bunların arasındaki bölgeleri büyüklü küçüklü birlikler tutuyordu. Yani düşman
hattı Marmara’dan Menderese kadar uzanmıştı. Türk Ordusu aşağı yukarı
Yunanlılarla aynı askeri boyuttaydı. Fakat Yunan ordusu top, cephane, teknik,
uçak gibi alanlarda bizden daha üstündü. Buna karşılık biz de süvari birlikleri
sayısından düşmandan üstündük.
Mustafa Kemal ve diğer komutanlar
bitirici bir meydan muharebesi yapmak istiyordu. Bu sebeple Türk ordusunun asıl
birlikleri Afyon civarındaki Akarçay-Dumlupınar arasında bulunuyordu.
Türk ordusunun planı “Kurt Kapanı”
olarak adlandırılıyordu. Yunanlılar taarruzu Eskişehir ve Afyon civarından
bekliyordu o yüzden Yunan ordusunun en güçlü bulunduğu yer Eskişehir ve Afyon
bölgesiydi. İlk başta sürpriz olarak Afyon bölgesine saldırılacak ve sonra
taktik işin içine girerek düşmanı yok edecekti. “Kurt Kapanı” planının başında
Kutü’l Amâre’de İngilizleri büyük bir yenilgiye uğratan Nurettin Paşa vardı. Plan
netti ilk gün 12 kilometrelik bir saha alınacak ve sonra işin içine topçular ve
piyadeler girerek düşmanı kıskaca alacaktı.
Mustafa Kemal’e taarruzdan önce birinin
“Paşam, ya başaramazsanız” sorusuna cevap olarak “Taarruz emrini aldığınızda
hesap ediniz 15 güne İzmir’deyiz” yanıtını vermiştir. Zaferin ardından Mustafa
Kemal o gece kendisine o soruyu soranlara “Bir gün yanılmışım kusura bakmayın
ama suç bende değil düşmanda çok erken çekildiler” cevabını vermiştir. İzmir’e
14. günde girilmişti.
Taarruzun Başlangıcı ve İlerlemesi
Mustafa Kemal 25 Ağustos gecesi son
hazırlıklarını yapıyor ve gece yarısı tepeye doğru yola çıkıyor. Saat 03.30
gibi tepeye varılıyor. Mustafa Kemal son emirleri veriyor ve komutanları
görevlendirdikten sonra çadırına geçiyor. Peki, bu kadar büyük bir komutan bu
kadar önemli bir taarruzdan önce ne yapıyor. Harita üzerinde mi çalışıyor?
Toplantı mı yapıyor? Hayır, Reşat Nuri Gültekin’in Çalıkuşu Romanını okuyor.
Saat 04.30 Türk Ordusu sabah namazını kılıyor dualar ediliyor. Yoğun bir sis var taarruz bir saat kadar ertelendikten sonra saat 05.30 da Türk topçusu yoğun bir top atışına başlıyor. Yunan Askerleri ve subayları ne yaşadıklarını şaşırdı. Top atışı tamamladıktan sonra Türk askerleri nidalar eşliğinde siperlerinden çıkarak saldırıya geçiyorlar.
Yunanlılar tarafından “çok güçlü” “asla aşılamaz” denilen İngiliz İstihbarat Raporlarında “ Türkler bu siperleri 4-5 ayda aşarlarsa bir günde aldıklarını iddia edebilirler” dediği kat kat demir ve dikenli tellerle güçlendirilmiş yer yer derinliği yirmi metre olan siperlere Kahraman Türk ordusu büyük bir cesaretle girdi. Taarruzun ilk saatinin sonunda iki kritik nokta düşürülmüştü ve Türk ordusu siperlerin içine akmaya başladı.
Zaman ilerledikçe Yunan siperleri bir
bir düşüyor ele geçirilen siperlerden ezan sesleri yankılanıyordu. Ve büyük
hedef ele geçirilmişti av kapanın, içindeydi. Kurt Kapanı tamamlanmıştı.
Mustafa Kemal eline bir harita aldı ve “Yarın Afyondayız” dedi.
Mustafa Kemalin planı tıkır tıkır işliyordu
27 Ağustosta Afyon Türk ordusu tarafından kontrol ediliyordu. Sonraki iki gün
Türk ordusu ilerlemeye devam etti. Bir tümen komutanının “Askerim iki ateş
arasına giriyor” diyerek emri yerine getirmeyince geride kapana girmeyen iki
Yunan Tümeni kaldı.
Mustafa Kemal bir an önce Dumlupınar’a
gitti. Düşmanın 4 farklı taraftan cephe almaya zorlandığı haberini alınca
hafifçe tebessüm etti. Çünkü yıllar önce Manastır Askeri İdadisinde İbrahim
Bey’den öğrendiği, bu düzeni sahada başarıyla uygulamıştı. Yunan Komutanlar
askerlerinin geri çekilmesini silah zoruyla engelliyordu.
Taarruzun Başarıya Ulaşması
Yunan Ordusu sonunda tamamen sarılmıştı.
100 bine yakın Yunan Askeri imha edildi. Ertesi gün Mustafa Kemal ve Fevzi
Paşa’ya Mareşal Rütbesi verildi.
En sonunda Yunan General Trikopis 500
subay ve 5000 kişilik tümeniyle teslim oldu. Komutan teslim alındıktan sonra
ilk başta İsmet Paşanın çadırına götürüldü İsmet Paşa onlara içecek bir şeyler
ikram etti ama onların bir şey içecek durumu yoktu. Sonrasında İsmet Paşa
onları Mustafa Kemal’in çadırına götürdü. Mustafa Kemal hepsini teker teker
karşıladıktan sonra aralarında bir konuşma başladı. Görüşme bitince Mustafa
Kemal ayağa kalktı ve “Sizin için bir şey yapabilir miyim diye sordu?” Trikopis
İstanbul’daki eşinin durumdan haberdar edilmesini istedi. Mustafa Kemal
tekrardan Trikopis'in elini sıktı “Savaş bir talih oyunudur, Bazen en beceriklisi
yenilir. Siz görevinizi yaptınız diyerek onu teselli etti. Sonrasında
komutanların dinlenmesinin sağlanmasını emretti.
Trikopis başkumandanın çadırına girince
yanındaki generallerden biri Mustafa Kemali aramaya başladı. Çadırdaki Türk
komutanlarını gözden geçirdi ama Mustafa Kemali bulamadı çünkü komutanların
hepsinde aynı tip üniforma vardı ve hiçbirinde herhangi bir madalya nişan veya
apolet, yoktu. Yanındaki Türk subayına Mustafa Kemlin hangisi olduğunu sordu.
Mustafa Kemali inceledikten sonra kendi başkomutanlarına baktı göğsünü dolduran
madalyalarına ve nişanlarına bakıp “ Biz savaşı neden kaybettik şimdi anladım”
dedi
Savaşın sonlarına doğru Türk başkumandan ateş hattındaydı ateş hattını göstererek “Hatzianestis gel de ordularını kurtar” dedi ama Hatzianestis gelemezdi çünkü cephe hattından tam 500 km uzaklıktaki gemisinden telsizle savaşı yönetiyordu.
1 Eylül tarihinde Mustafa Kemal o tarihi
emri verdi “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir” Türk ordusu yemeden içmeden
günde 50 km hızla Yunan ordusunu İzmir’e doğru sürüyordu. Yunanlılar kaçarken
telsizlerden sürekli şu anons yapılıyordu” Yunan ordusu kaçmayın gelin savaşalım.
Tarihinizden utanın.”
Yunan ordusu İzmir’den kaçarken
binaların altına yerleştirdikleri dinamitleri ateşlediler İzmir’de büyük bir
yangın çıktı. 9 Eylül günü sonunda Yunan
ordusu İzmir’de denize döküldü. Kahraman Türk ordusu İzmir’e girdi.
Taarruzun Sonuçları
Türk Ordusu İzmir’e girdiğinde taş
üstünde taş kalmamıştı durum sadece İzmir’de öyle değildi. Yunan İşgalinde
141.874 bina yıkıldı 3 milyon koyun ve keçi 500.000 inek 134.000 at yok edildi.
Türk Ordusu İzmir’e girdikten sonra ülke
genelinde bir durum değerlendirmesi yapıldı yıkılan şehirlerin yaralarını
sarmak için büyük bir ödenek ayrıldı. Tekrardan tarım faaliyetlerine başlandı.
Sonrasında barış görüşmeleri başladı. Barış görüşmelerinde Yunanlıları İngilizler temsil ediyordu. İngilizlerin Yunanlıları maşası gibi kullandığı bir kere daha kanıtlanmıştı.
Ankara Hükümeti sonuç olarak üst düzey
deneyimli komutaları cesur ve kendine güvenen Mehmetçiği, ordusuna güvenen
büyük halkı, sayesinde yüzyıllardır savaş meydanlarında kaybeden, düşmanları
tarafından küçümsenen, Türk halkını Yunanlılar karşısında yüzyıllar boyunca
unutulmayacak ve baş tacı yapılacak büyük zafer Türk halkını sıfırdan yaratmış
düşmanlarının gözündeki küçümsenmiş halini silerek sıfırdan bir bakış açısı ortaya
çıkarmıştır. Dünya Savaşını kazananı İngiltere Ankara Hükümetini kendine denk
görerek onlarla anlaşma masasına oturmuştur ve Osmanlı Devleti üzerinde yapılan
korkunç paylaşım planlarını silmiş sıfırdan bağımsız, özgür, güçlü bir Türk
Devleti yaratmıştır ama Türkiye için düşmanla savaş bitmiş olsa da Mustafa
Kemal’e göre asıl savaş olan Medeniyet Savaşı yeni başlıyordu.
Baki Efe Duman
Kaynakça
- Falih Rıfkı Atay-Çankaya
- İlber Ortaylı-Gazi Mustafa Kemal Atatürk
- Mustafa Kemal Atatürk-Nutuk
- Metin Özdamarlar-Mustafa Kemal
- Büyük Taarruz - Vikipedi (wikipedia.org)
Emeğinize sağlık, tebrikler 👏👏
YanıtlaSilÇok teşekkürler
SilCanim arkadaşımın güzel oğlu aferin sana ne güzel bir çalışma yapmışın. Tebrik ediyorum. Çok begendim
YanıtlaSilKatkılarınız için teşekkürler. İyi günler
SilBu yaşta böyle bir çalışma yapman ileride yapacağın başarılarının bir göstergesi ...tıpkı annen ve baban gibi başarılarına başarı katacağına eminim .
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkür ederim
SilYorumunuz için teşekkürler
SilÇok güzel bir çalışma olmuş Efe’cim..Emek kokan bir.Eline sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkürler
SilÇok teşekkürler
SilBravo Efe cim sana harikasın 👏👏
YanıtlaSilTeşekkürler
Siltebrikler çok başarılı bir çalışma olmuş
YanıtlaSilKıymetli yorumunuz için teşekkürler
Sil